4 mevsimin en güzel yaşandığı ve tarihi şehir kimliğine sahip ilimizin şansızlığından söz edilirken, Şeyh Abdulvehap’ın bedduasını da seslendiriyor bazı hemşerilerimiz…

                Yılların ihmaline uğradığı “kalkınmada öncelikli yöreler” kapsamına alınarak tescil edilen Siirt’in, daha sonra malum olan dönemde başına Talih kuşu konduğunu ifade edenler: “Sizleri kıskanıyoruz..” sözleriyle dile getiriyorlardı büyük bir şans yakaladığımızı… Ne var ki, başımıza talih kuşu konduğu söylemlerine rağmen, ilimiz umduğunu bulmamıştır malum dönemde ve ülkemizin en önemli sorunu olan işsizlikte, başı çekiyor bu nedenle.. Organize Sanayi Bölgesinin tamamlanması üzerine en etkili ağızlarca girişimcilere yapılan yatırım çağrısı kulak bulmazken, yeni Teşvik uygulamalarında 6. bölgede kendilerine pozitif ayrımcılık tanınan iller statüsüne alınan ilimiz, buna rağmen girişimcilerden ilgi görmüyor yine de… Bunun nedeni, girişimcilerin milyonda bir risk olan yörelere yatırım yapmak istememeleridir kanımca da… İstihdam konusunda hemşerilerimizi ümitlendiren bazı gelişmelere gelince; istihdama yönelik açılan bazı tesislerde birkaç yıl içinde periyodik aralıklarla çok daha yüksek istihdam sayısına ulaşıldığına yönelik söylemler, lafta bırakıldı maalesef… Siirt’li iş adamlarımız yatırım yapmazlarken, başka iş adamlarımızdan medet ummanın sonuç vermeyeceğini bilmek için müneccim olmak gerekmiyor elbet ve nitekim bu bağlamdaki çağrılara da kulaklar tıkalı kaldı doğal olarak..

                Önümüzdeki Pazartesi günü siyaset ve iş dünyasından ilimize bir heyet geleceğine yönelik haberde: “Heyetin öncelikli amacının Siirt’te istihdamın arttırılması ve yeni iş alanlarının oluşturulması için neler yapılması gerektiği..” hususu olduğunu okuyunca, ilimizin karşı karşıya kaldığı şansızlığı düşündüm bir kez daha… Başımıza talih kuşu konduğu ve kıskanıldığımız “en şanslı” dönemde bile umduklarını bulamayan hemşerilerimize, en önemli konuda neler söylenecek merak ediyorum bu nedenle… Bu arada Şeyh Abdulvehap Hazretlerinin bedduası ile ilgili olarak da bir alimin hiçbir zaman topluma beddua etmeyeceği inancını taşımakla birlikte, acaba bu alimi kendinden geçirecek bir davranış mı sergilenmiş o dönemde diye de düşünmeden edemediğimi belirtmek isterim samimiyetle…

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
Musti 12 yıl önce

birazda şu çamurları yazsana, yazamazsın değil mi.

Avatar
nimetullah 12 yıl önce

şeyh abdulvehap hazretleri kimdir? bedduası nedir. nereden buluyoruz bu uyduruk hikayeleri. milletvekillerimiz mülki idare amirlerimiz yaramıyor tutturmuşuz beduaları biraz mantıklı olun gerçekçi yazın

Avatar
sinan kaymaz 12 yıl önce

evet siirt malesef dediğin gibi şansız ama bu şeyh abdulvabın bedduasından değil senin gibi gazetecilerin var olmasındandır. biraz araştırmacı gazetecilik yaparsan belki seninde bu siirttin geleceğinde emeğin olur.

Avatar
nimetullah @nimetullah 12 yıl önce

senin yaşın çok genç heralde git atalarına sor bakalım kimdir o siirte gerçekten beddua eden muhterem şeyh..anlatsın sanada öğren