SİİRT’İN KÜLTÜR ELÇİLERİ

Siirt; üç dilli kardeş ve kadim şehir.

Siirt; Siirtlilerin Beyaz gelini, Veleye’si.

Bilenler bilir Siirt Arapçası ile Veleye şehir anlamına geliyor.

Birçok medeniyete beşiklik yapmış kadim topraklar.

Ve ne acıdır ki bu topraklarda doğan medeniyetlere yeterince sahiplik edilmediğinden kaçan ve batıda her taşın altında aradığımız medeniyet.

Bir toplumun duyuş ve düşünüş birliğini oluşturan, gelenek durumundaki her türlü yaşayış, düşünce ve sanat varlıklarının toplamına kültür diyoruz.

Yunus Emre’nin; “Bir ben vardır bende benden içeri” dediği gibi. “Siirt’ten öte de bir hatta birden fazla Siirt var.”

Siirt Kültür Elçileri deyince aklıma; şu an hayatını her nerede sürdürüyorsa orada Siirt’e ait her türlü yaşayış, örf, adet, anane, düşünce ve sanat varlıklarının temsil eden gönüllü hemşerilerimizden ve hayatının bir döneminde orada görev gereği yaşamış ve güzel anılarla ayrılmış Siirt sevdalılarıgelmekte.

Bana göre Siirt’te ve Siirt dışında yaşayan her hemşerimizzaten bir gönüllü Siirt Kültür elçisidir.

İnsanlar Siirt’i biz gurbette yaşayan Siirtlilerle veya bir dönem orada bulunmuş insanların anlatımı ile tanımakta ve bizim temsil yeteneğimize göre de Siirt’ti değerlendirmektedir.

İstanbul’da bir grup Siirt sevdalısı insanın bir araya gelerek “Siirt Kültür Elçileri” ismini verdikleri topluluk dernekleşmeden de Siirt Kültürünü yaşatmak adına güzel hizmetler ile adından söz ettiriyordu.

Neyse ki yakın zamanda İstanbul’da Siirt Kültür Elçileri Derneği yasal olarak kuruldu.

Dernek Başkanı Vadullah Taş; Siirt Kültür Elçileri Derneğin amacının Siirt kültürünü yaşatmak ve İstanbul’da yaşayan Siirtlilerin sesi ve soluğu olmak olarak tanımlamakta.

Umuyor ve diliyorum ki Siirt Kültür Elçileri Derneği hedef veamaçlarına zaman içinde birçok faydalı projeye imza atarak farkındalık yaratır.

Şöyle hafızamı yoklayınca bulundukları her yer ve konumda Siirt’lilikleri ile gurur duyan ve Siirt’i en güzel şekilde temsil eden her meslekten ve her konumda sadece benim tanıdığım yüzlerce güzel insan olduğunu fark ettim.

İsimleri şu an aklıma gelmeyen ve gelen ancak bu yazıda ismini zikredemediğim birbirinden kıymetli hemşerilerim lütfen kusura bakmasın….

Siirt Kültür Elçisi deyince her nedense ilk aklıma gelen Prof. Dr. İhsan Süreyya Sırma Hocam oldu. 

Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası eski şefi rahmetli Hikmet Şimşek,

Cumhuriyetin ilk öğretmenlerinden Rahmetli Mithat Erden Abi,

Şair, Yazar Hilmi Yavuz Abi, 

Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan Hanımefendi, 

Prof. Dr. Yasin Aktay Hocam, 

Eski Ulaştırma ve Altyapı Bakanımız Oktay Vural Bey,

Eski Bakan ve Prag Büyükelçimiz Egemen Bağış Bey,

Emekli General Mehmet Tevfik Bedük Komutanım,

Gazeteci ve savaş muhabiri Coşkun Aral Bey, 

Ankara Ticaret Odası Başkanı Gürsel Baran Bey, 

Akademisyen ve Politikacı Fevzi Sevgili Hocam,

Ses sanatçısı Hakan Altun Kardeşim,

İlahiyatçı Ümran Kılıçer Hocam,

Yazar Sevinç Çokum Hanım,

Siirt sevdalısı Koleksiyoner Faik Kuzu Bey,

Yazar ve Sinema Arşivcisi Vadullah Taş Başkanım, 

Ressam ve Şair Mehmet Sait Yıldırımer Bey,

Aktivist Ferdinaz Koyuncu Abim,

Yazar Fahri Aral Bey,

Ses Sanatçısı Necati Işıktaş Abi,

Halk Müziği Sanatçısı Deniz Toprak Hanım,

Yazar Tecelli Sercan Sırma Bey,

Sinema ve Dizi Sanatçısı Yunus Emre Yıldırımer Bey,

Her yerde Siirtliyim diyen sanatçımız Müzisyen Siirtli Özkan,

YouTube Nilay Toprak Hanım,

Sunucu ve Gazeteci Erkan Tan Bey,

………………..

Liste uzayıp gidiyor.

Bu kıymetlilerimiz hemen her fırsatta Siirtli olduklarını dile getiren yaşayış, davranışları ile biz Siirtliler için adeta gurur kaynaklarıdır.

Bir de Siirt’te görev yapmış hayatları boyunca fahri Siirt Kültür Elçiliği yapacak Siirt dostu insanlar var.

Bunlarla ilgi şahit olduğum pek çok anı var ancak hemen iki tanesini sizinle paylaşayım. 

Yakın zamanda Bolu’da rutin bir trafik denetimine takıldık arabayı oğlum kullanıyordu. Kontrol esnasında Siirtliolduğumuzu öğrenen Polis Memuru daha evvel 3-4 yıl Siirt’te görev yaptığını ve Siirt’te dair çok güzel anılar ile ayrıldığını,bir daha tayinin çıkacağını bilse seve seve gideceğini ifade edince inanın Siirtli olmakla bir kez daha gurur duydum. Alın size bir gönüllü bir Siirt Kültür Elçisi.

Malum koşullardan dolayı Siirt’e sık sık giden biri değilim. Sanırım 6- 7 yıl önce olmalı Siirt’e gitmiştim. Bir arkadaş ile randevulaşmıştık. Ancak randevu yerini tam olarak bilmiyordum. Caddede genç bir kardeş ile rastlaştık ve gideceğim yeri sordum. 

-Abi bende o tarafa doğru gidiyorum dedi ve birlikte yürümeye başladık tabi arada da konuşuyoruz.

-Buralı mısın dedim? Yok abi Erzincanlıyım ama İstanbul’da yaşıyoruz dedi. 

-Siz ne iş yapıyorsunuz diye sordu. Bende akademisyen olduğumu ve sılairahim için Siirt’te olduğumu söyledim. 

-Gence burada ne işin var diye gülerek sordum.

-Abi Üniversite öğrencisiyim. İlahiyat Fakültesinde okuyorum dedi.

-Siirt’te okumaktan memnun musun, Türkiye’de birçok üniversitede İlahiyat fakültesi var neden Siirt diye sordum? 

-Hocam dedi bilerek ve isteyerek buraya geldim. Gelmemin birinci sebebi Prof. Dr. İhsan Süreyya Sırma gibi bir İslam Tarihçisi hocanın bu üniversitede olması ikinci neden isedersten arta kalan zamanlarımda Tillo’daki medreseye gidip Arapçamı geliştirme diye ifade etti.

Umuyorum ki bu kardeşim mezun olunca da Siirt’ten aynı güzel duygular ile ayrılmıştır ve şayet ayrıldı ise alın size gönüllü bir Siirt Kültür Elçisi daha.

Muhabbetle kalın….