Bu haber kez okundu.

Danıştay 10. Daire Başkanı Yılmaz Akçil Anlattı... Ayasofya Kararı Nasıl Alındı?
banner229

Danıştay 10’uncu Daire Başkanı Yılmaz Akçil, Siirt İl Özel İdaresi Genel Sekreteri/Belediye Başkan Yardımcısı Vekili, İl Özel İdaresi Spor Kulübü Başkanı Hıfzullah Canpolat’ın dünürü Ayasofya kararını nasıl verdiklerini anlattı.

Danıştay 10. Daire Başkanı YILMAZ Akçıl: Vakıf mevzuatı, UNESCO sözleşmesi, AİHM, AYM ve Yargıtay içtihatları ile Danıştay müktesebatını dikkate alarak karar verdik.

FATİH Sultan Mehmet Han'ın, ilelebed cami olarak kullanılması iradesi ile gelecek nesillere vakfettiği Ayasofya'nın statüsü hakkındaki tarihi karara imza atan Danıştay 10. Daire Başkanı Yılmaz Akçil, zorlu sürecin dönüm noktalarını SABAH'tan Okan Müderrisoğlu'na anlattı.

- 30 yıllık birikimimizle tamamen hukuki değerlendirme yaptık.

Vakıf mevzuatını, Fatih'in vakıf senedini, UNESCO Sözleşmesi'ni, AİHM, Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay içtihatları ile Danıştay'ın müktesebatını dikkate alarak nihai karara vardık.

- Vakıf mallarının maliki devlet değil, vakıfların bizatihi kendisidir. Devlet, vakıf mallarının amacına uygun kullanımının emanetçisi konumundadır.

Ayasofya, Fatih Sultan Mehmet Han Vakfı'na ait taşınmaz ve hayrat statüsündedir. Vakfedenin, taşınmazın ilelebed cami olarak kullanılması yönündeki iradesi esastır. Vakıf hukukunda, vakfedenin iradesi hilafına yapılan iş ve işlemlerde zaman aşımının işlemeyeceği açıktır.

- Danıştay'da daha önce vakıfların statüsü, Fatih'in vakıf senedindeki tahsis amacına aykırılık yönü ile ilgili bir hüküm kurulmamış. Daire olarak bizler, 1934 yılındaki Bakanlar Kurulu kararının esastan incelemesini yaparak kapsamlı bir hukuki sonuca varmış olduk.

- Anayasa Mahkemesi, vakıflar için "Kökü, İslam hukukuna dayanan, temelinde vakfedenlerin iradesi bulunan, bir sosyal yardım kurumu" tanımlaması yapıyor. Bir mülkün, hak ve gelirlerinin özel mülkiyetten çıkarılarak kamu yararına tahsis edilmesi durumuna işaret ediyor.

Yargıtay içtihadı ise Osmanlı dönemi hukukçularının yorumlarına atıfta bulunarak vakfedilen malın ve menfaatinin, Allah'ın kullarının olduğunu, vakfedenin iradesinin esas kabul edilmesi gerektiğini kayda geçiriyor.

- UNESCO sözleşmesinde, Ayasofya'nın kullanımının iç hukukumuza göre belirlenmesinin önünde engel teşkil eden bir hüküm yok.

- Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi vakıfların statülerini, sahip oldukları hakları teminat altına almayı önemsemiş.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.