Çatısı altında bulunduğum siyasi parti AK partidir ve partili olmama rağmen gazeteci kimliğimle tüm siyasi görüşlere eşit mesafede kalmaya çalışırken, doğruları savunmanın partimize güç vereceğine olan inançla, yapılan bazı hatalar varsa dile getirdim ve bundan böyle de aynı zihniyetle hem siyasetimi, hem de mesleğimi icra etmeye sürdüreceğim. Bu objektiflilik içinde hareket ederken partilim olan bir milletvekili beni “Başka siyasi partilerin yalakası” olarak ifade ettiğini duyunca hayret ettim ve doğrusu inanmak da istemedim.
AK Partinin Belediye Meclis üyelerinden biri olarak üstlendiğim görevi yerine getirme yükümlülüğüm, BDP’li meclis üyeleri ile küs kalmamı gerektirmez ve meclisimizce Siirt lehine verilen bir karar çıktığında da karşı olmam. Aslında doğru siyaset bunu gerektirir ve maalesef bizlerde sadece siyaset alanında değil, bir çok konuda daha doğruyu söyleyeni 9 köyden kovma hevesi ağır bastığından, öyle anlaşılıyor ki benim doğrularıma da alınan olmaktadır ve beni “yalaka” olarak görenler, herhalde huzurlarında eğilip-bükülmediğim için beni böyle bir sıfatla ifade etme küçüklüğüne düşüyorlar.
Durumu tebliğ eden, tebliğ etme yerine beni savunarak iletmeme güzelliğini sergileseydi elbette ki çok daha doğru olurdu derken, bugünlük; bundan böyle de doğruları seslendirme duyarlılığında kimseye taviz vermeyeceğimi vurguluyorum.
bu zevat milletvekili olacak galiba. bu tür şeyleri
ancak vekiller yapar