Allah bir daha yaşatmasın 6 Şubat 2023 günüKahramanmaraş, Gaziantep, Şanlıurfa, Diyarbakır, Adana, Adıyaman, Osmaniye, Hatay, Kilis, Malatya ve Elâzığ illerini etkileyen büyük bir deprem olmuştu. 

O zaman yaşanan deprem ile ilgili “Deprem Üzerine” başlıklıbir yazı yazmıştım. Yazı çok da ilgi görmüş ve okunmuştu. Ancak daha sonra sanırım gazetenin web sayfalarıhacklenmişti ve yakın zamanda yazı tekrar kondu.  

Hatay’da yaşayan ve depremden ailecek etkilenen bir öğrencikardeşimin mesajı üzerine bu satırları yazmak farz oldu.

Tevafuk bu ya 6 Şubat 2023 günü depremin olduğu saatlerde uyanıktım. Sabaha karşı 04:17’den sonra ülkemizin değişik illerinden sosyal medyadan insanlar peş peşe deprem oluyor diye mesajlar yazmaya başlandı ama depremin merkezinin neresi oldu hakkında henüz resmi bir bilgi yoktu.

Daha sonra haber kanalları; Kandilli Rasathanesi kaynaklı depremin merkezi ve şiddeti hakkında bilgiler vermeye başladı.

Bizlerde deprem bölgesinde yaşayan aklımıza gelen akrabalarımız, arkadaşlarımız, tanıdıklarımız ve öğrencilerimiz için tedirgin olduğumuzdan o an aklımıza gelenlere teker teker mesaj göndermeye başladık. 

Yolladığımız mesajlara hemen cevap aldıklarımız olduğu gibi, bugüne kadar ulaşamadığımız veya çok sonraları cevap aldıklarımız da oldu.

Maalesef tanıdıklarımızdan, öğrencilerimden ve aile fertlerinden vefat edenler olduğu gibi uzuvlarından birini veya birkaçını kaybedenler de oldu. 

Sonraki günlerde bazı tanıdıklarımızın başka illere göç etmek zorunda kaldıklarını öğrendik.

Telefon edip mesaj yollayıp ve sağlığından endişe duyduğum Musa H… isimli 7-8 yıl önce mezun olmuş öğrencimden ancak 15 gün sonra 21 Şubat’ta haber alabildim.  

Gönderdiği mesajda “iyiyiz hocam Allah razı olsun, eksik olmayın, telefonumu enkaz altından yeni buldum. Hatay hala sallanıyor, felaket içindeyiz, memleket resmen ceset kokuyor, dua eder dua bekleriz” diyordu. 

Musa’nın hayatta olmasına sevindim ama elli bini aşkın vatandaşımızın hayatını kaybetmesinin ve binlerce yaralının acısı halen yüreğimde.

Depremin maddi yaraları inşallah çok yakın zamanda sarılacak. Belki çoğu şehir eski görünümünden daha da iyi olacak…

İlk günden beri bütün bakanlıklar, ilgili valilikler, belediyeler, diğer ilgililer ve STK’lar deprem bölgesinde canla başla çalışmakta. 

Yıllar içinde inşallah Milletçe bu deprem travmasını atlatacağız ve belki birçok insan yüz yılın felaketini unutup gidecek.

Bütün ailesini en kaz altında kaybedip günler sonra hastanede gözünü açanlar,

Çocuğunu kaybedenler, 

Annesini, babasını enkaz altında bırakanlar,

Nişanlısını, sözlüsünü kaybedenler,

Komşusunu kaybedenler,

Okul arkadaşlarını, öğretmenlerini kaybedenler,

Kolunu, bacağını kaybedenler,

Çocukluğunun gençliğinin geçtiği şehri kaybedenler,

Sahip olduğu bütün maddi varlıkları kaybedenler,

………………………………….

İşte bunlar; yılar sonra bile bu felaketi ve kayıplarını hiçbir zaman unutamayacaklar.

Deprem öncesi Musa ile ara ara görüşür hasbihal ederdik. Hatta sağ olsun düğününe de davet etmişti ama gitmek kısmet olmamıştı.

Deprem gecesi aradığım, ulaşamayınca mesaj yolladığım Musa’dan depremden 15 gün sonra ancak 21 Şubat’ta tekrar haber alabildim.

O günden beri Musa ile mesajlaşıyor veya telefonla konuşuyoruz. Maddi olarak bir katkım olmadıysa da manen acısına ortak olabildiğime inanıyorum.

Musa; deprem öncesi ve sonrası yaşadıklarını bana 2 Eylül’deyani bu cumartesi günü yazdı bende kendisinin izni ile depremden etkilenenlerin sesi olması dileği ile paylaşıyorum.

Hocam; “Depremden bir hafta önce Akdeniz açıklarında gece saat 01.30 sularında yaklaşık 3,5 şiddetinde bir deprem meydana gelmişti, şimdi uzmanların İstanbul uyarıldığı gibi o tarihlerde Hatay’da hep uyarılıyordu,

Her gece kelimeyi şehadet getirip o şekilde uyuyorduk. Evimiz ana yol üzerinde olduğundan ve Akdenizaçıklarındaki artçı depremleri hissettiğimiz için eşim ile yoldan araba geçse bile titreşimden korkuyorduk ama kimseye söylemiyor, söyleyemiyorduk. Bildiğiniz gibi daha üç senelik yeni evliyiz ve aile apartmanında yaşıyorduk,

Binamız 4 katlı idi birinci katı depo, kiler vs. 2. kat anneme aitti, 3. ve 4. katlarda ben ve abim yan yana 2 tane dubleks daire yapmıştık,

6 Şubat Cumartesi günü iş mesaisi bittikten sonra eve geldim ve güzel bir hafta sonu yemeğinden sonra günün ve haftanın yorgunluğundan 3. kattan 4. kata geçtik ve eşim ile uykuya daldık,

Bizim Maya isminde ufak bir köpeğimiz var pekinez cinsi oda uykudaydı,

Yan dublekste abim, yengem ve 2 çocuğu, 2. katta iseannem uyuyordu. Bodrumda da Kurban Bayramı için depremden 8 ay önce aldığım bir dana vardı,

Deprem gecesi; ben ve eşim depremin şiddeti ile daha ilk anda uyandık ve merdivene doğru koşmaya başladık.İlkinde çok yavaş sallandık daha sonra çok ama çok şiddetli oldu,

Kapımız açıldı biz merdivene çıktık köpeğimiz bize doğrukoşuyordu eşim onu da kucağına aldı, abimin kapısını tekmeledim çelik kapı olduğu için ve sallantıdan açılmadı,

2. kata annemin yanına geçmek için kapıyı tekmeledim yine açılmadı o an ev yıkılmaya başladı eşim kolumda çığlık çığlığa giriş koridoruna geldik daire çöktü, bina çöktü ve enkazda kaldık 2. kat bir anda 1. kat oldu ve yana doğru devrildi binamız,

Ve öyle bir yağmur yağıyordu ki hocam sular seller gibi,gece vaktiydi eşim bir tarafta ben bir tarafta kaldım ve halen sallanıyorduk,

Başıma taşlar düşüyor, ayaklarım ve kollarım paramparça olmuştu kendimi ve eşimi kurtarmak için saatlerce uğraştım ve kendimi ve eşimi kurtardım,

30 cm’lik ölüm üçgeninden çıktık. Gün aydınlanmıştı.Komşularımız yeğenlerim, abim, yengem ve annemi depencereden kurtarmışlar.

Annemin ne olursunuz “Musa’yı ve eşini bize sağ getirin onlar ölürse ben ölürüm, bizi bırakın komşular onları bize getirin” feryatlarını hayatım boyunca unutamam. Şu an bile o anı yaşıyor gibi oldum,

Komşularımız ve akrabalar beni ve eşimi enkazdan çıkardı eşimin sırtında çatlak benim başımda yaralar vardı ve ayaklarımdan kanlar akıyordu,

Ortalık yağmur ve sel bir şey hissetmiyorduk. Aradan 4-5 saat geçtikten sonra aklıma köpeğimiz Maya geldi. Tekrar enkazın içine girerek onu da o 30 cm’lik bizimçıkarıldığımız yerden çıkardım,

Maya; korkarak ve titreyerek sanki kurtarılmayı bekliyordu,

Depreme gece yakalandığımız için enkazdan bizi ve hemen herkesi iç çamaşırlarıyla çıkarmışlar,

Arabaların anahtarları, telefonlar her şey enkazın altındaydı,

Çoluk çocuk hepimiz saatlerce yağmurun altında bekledik,

Yengem, amcamın gelini ve komşuların gelinleri yani bebekli annelerin açlıktan sütü bitti artık çocukları emzirmeyecek hale geldiler,

Evlerde yıkıldı, havalarda çok çok soğuk ve yağışlıydıbebekleri 2-3 gün su ile besledik,

Rönesans rezidans sitesinde doğal gaz boruları patladı gaz kokusu içinde haftalarca sokakta kaldık,

Sonra şehir dışından özel araçları ile yardımseverler bize peynir, zeytin, ekmek süt vs gibi gıda malzemeleri getirdi,

Aramızda hastalananlar oldu ama terliksiz, ayakkabısız, üstsüz başsız yağmur suyu ile günlerce yaşadık,

Enkazdan çıkmış ve parçalanmış halimiz ile komşularımızın cenazelerini ve enkazlarını kaldırmayagittik, peş peşe sürekli ama sürekli sallanıyorduk.

Bence; Hatay 30 sene sonra ancak eski Hatay olur çünkü herkes maddi manevi her şeyini kaybetti ve halen hiçkimsenin psikolojisi yerinde değil…

Ailecek şu an Hatay Antakya Odabaşı Mahallesinde evimizin yıkıldığı yerde çadır kurup çadırda bir hayat sürdürüyoruz,

Banyomuzu, yemeğimizi ve diğer ihtiyacımızıakrabalarımıza ait az hasarlı evlerde görüyoruz,

Şu an asgari ücretle servis şoförlüğü yaparak ve arada Allah razı olsun Devletten ve yardımseverlerden gelen erzaklarla geçinmeye çalışıyoruz,

Hocam; beterin beteri var en azından biz hayattayız. Binlerce şükür.”

İşte Musa Kardeşimin yolladığı mesaj noktasıyla virgülü ile böyle.

İsteyen olursa iletişim bilgilerini verebilirim.

Tekrar depremde hayatını kaybeden bütün vatandaşlarımıza Allahtan rahmet, Yaralılarımıza acil şifalar diliyorum.

Allah bir daha böylesi felaketler yaşatmasın….

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
Makbule Gülsüm Günal 9 ay önce

Hayat boyu unutmayacağız Elimizden geleni yapmaya çalıştık herkes bütçesi kadar bir şeyler yapsa çok daha çabuk yaralar salınmış O insanları anlıyorum benim ailem de Erzincan 1939 depreminde ihram da gelmişler deprem hikayesi ile büyüdüm onları çok iyi anlıyorum gücüm kadar bir şeyler yapmaya çalıştım herkesin gücü kadar bir şeyler yapmaya çalışması gerekir ancak o zaman düzene girer çok güzel anlattınız teşekkür ederim