Global Sumud Filosu’nu, yola çıktığı ilk günden Gazze kıyılarına ulaşana dek umut ve endişe arasında takip ettik.
Aralarında 50’ye yakın Türk vatandaşının da bulunduğu, 44 ülkeden yaklaşık 500 cesur insan; tekneler ve diğer deniz araçlarıyla Gazze ablukasını barışçıl bir şekilde delmek için denizlere açıldı.
Geride eşlerini, çocuklarını, işlerini, mallarını, sevdiklerini bırakarak yalnızca insanlık onuru için yola çıktılar.

Bu yolculuk, yalnızca dalgalarla değil ölümle de yüzleşmekti. Mavi Marmara’da olduğu gibi, katil ve işgalci İsrail devletinin saldırı ihtimaline rağmen geri adım atmadılar. Ve başardılar.
Tüm engellemelere rağmen filodaki bazı tekneler Gazze kıyılarına ulaştı. Filonun gelişi, kuşatma altındaki Gazze halkı için bir nefes, bir umut ışığı oldu.

Ancak İsrail güçleri filonun büyük bölümünü durdurdu, aktivistleri tutukladı ve onlara insanlık dışı muamelelerde bulundu.
Aç bırakıldılar, aşağılandılar, sindirilmeye çalışıldılar. Türkiye’den katılan gönüllülerden bazıları erken serbest bırakılırken, bazıları bilinmeyen nedenlerle daha uzun süre tutuklu kaldı.

Ne yazık ki bu kahramanlar, ülkelerine döndüklerinde bekledikleri vefayı göremediler. Bir kesim, onları karalamaya kalktı. Kimileri “şöhret için gittiler”, “dertleri Gazze değil”, “konferanslarla para kazanacaklar” gibi küçük ve acımasız sözlerle, en saf insanlık eylemini bile kirletmeye çalıştı.

İşte bu noktada “toksik insanlar” gerçeğiyle yeniden yüzleşiyoruz. Hayatı boyunca kimseye faydası dokunmamış, tek becerisi eleştirmek olan, başarıya ve erdeme tahammül edemeyen bu insanlar işyerinde, sokakta ve sosyal medya gibi platformlarda karşımıza çıkıyorlar.

Toksikliğin ideolojisi yoktur. Muhafazakar, solcu, sağcı, demokrat fark etmez. Her düşünce grubunda bu karanlık tiplerle karşılaşmak mümkündür. Çünkü sorun fikirde değil, karakterdedir.
Bu insanlar asla gerçekten başarılı olamazlar. Çünkü içlerindeki nefret, kalplerini ve yüzlerini karartmıştır. Işıkla dolu hiçbir yürek bu karanlığa uzun süre dayanamaz. Onlardan uzak durmak; hem ruhumuz, hem toplumumuz için en sağlıklı yoldur.

Toksik insanlar, başarısızlıklarını gizlemek için başkalarının ışığını söndürmeye çalışan karanlık ruhlardır. Hayatları boyunca bir taş koymamış ama her duvarın yıkılışında alkış tutmuşlardır. Üretmezler, sadece eleştirirler; emek vermezler, ama verilen emeği küçümsemekte ustadırlar. Kıskançlık damarlarında, nefret dillerinde, fesat gözlerinde akar. Başkasının mutluluğuyla rahatsız olup, başkasının acısıyla beslenirler. Hayatta hiçbir iz bırakamadıkları için, başkalarının izlerini silmeye çalışırlar. Ama ne kadar çabalasalar da; karanlık gibi, ışığın gölgesinde yaşamaya mahkumdurlar.

DR. ÖZGÜR AYDIN