Yemeni; “Yemen Türküsünden” yani diğer ismi ile “Havada bulut yok” türküsünden öğrenmiştim ilk.

Yemeni; “Yemen Türküsünden” yani diğer ismi ile “Havada bulut yok” türküsünden öğrenmiştim ilk.

Yemene gidip gelemeyen ve oralarda şehit olan ecdat için yakılmış bir ağıttır “Yemen Türküsü”.

Havada bulut yok, bu ne dumandır?

Mahlede ölüm yok, bu ne şivandır?

Şu Yemen elleri ne de yamandır

Ano Yemen'dir, gülü çimendir

Giden gelmiyor, acep nedendir?

Burası Huş'tur, yolu yokuştur

Giden gelmiyor, acep ne iştir?

……………………………………..

Hayatımda her halde hiçbir Yemenli görmemişimdir.

Yıllar önce Yemen’e giden bir arkadaştan dinlemiştim oradakiyoksulluğu ve sefaleti.

Hatta Yemen’deki yoksulluğu anlatırken; “Hz. Âdem dünyaya gelmiş ve Yemende gördüğü geri kalmışlık ve yoksulluk üzerine Yemenlilere evlatlarım ben sizlerden çok memnunum aynen bıraktığım gibisiniz.” fıkrası ile konuyu bağlamıştı.

Bütün bu yoksulluk yetmezmiş gibi 2014 yılında dini bütün (!) Sudi Arabistan ve İran’ın kışkırtması ile mezhepsel iç savaşı sonucu 91 bin kişinin üzerinde insanın öldüğü Yemen.

Gazze’deki Yahudi zulmünden sonra görmeden sevdim ve saygı duymaya başladım Yemen’e ve Yemenlilere.

Düşünün…

Yemen; yıllardır açlıkla boğuşan, bombaların altında yaşamaya çalışan, yaralı bedenini sarmaya bile fırsat bulamayan bir ülke.

Ve işte o Yemen, bütün dünyanın korkudan sus pus olduğu bir zamanda, zalime karşı en gür sesi çıkaran Afrika’nın ve Arap toplumunun en delikanlı ülkesi oldu.

Bir tarafta, elinde en ölümcül silahları, en gelişmiş savaş makinelerini tutan Siyonist İsrail ve destekçileri.

Diğer tarafta, ayağında yırtık ayakkabılar, elinde paslı tüfekler, ama yüreğinde dağları devirecek bir iman taşıyan Yemenli savaşçılar.

Yemenli biliyor ki, zulme karşı susmak insanlığa ihanettir. Aç kalsan da evin yansa da çocukların yetim kalsa da zalim karşısında diz çökülmez!

Onlar, Filistin’in çığlığını kendi evlatlarının çığlığı bilip ayağa kalktılar.

Denizin ortasında küçücük teknelerle, okyanusu yaran fırtınalar gibi direniş dalgaları estirdiler.

Dünyanın “büyük” dediği devletler petrolün, ticaretin, koltuklarının derdine düşerken Yemen, kendi kanını, kendi ekmeğini, kendi nefesini Filistin’e armağan etti.

Yaşanan vahşet karşısında Yemenliler; “bizden başka kimse dur demeyecekse, o zaman biz yeteriz” dediler.

Biliyor musunuz? Bu cesaretin adı, sadece savaş değil.

Bu cesaretin adı: İman.

Bu cesaretin adı: Onur.

Bu cesaretin adı: Erdem.

Bu cesaretin adı: Mazlumun yanında, zalimin karşısında dimdik durmak!

Yemen’in bu haykırışı, İsrail’in bombalarından ve tanklarından daha güçlüdür. Çünkü bombalar ve silah mermileri biter, ama haklı bir yüreğin ateşi asla sönmeyecek.

Bu arada haklarının yememek lazım Yemen dışında başta Türkiye olmak üzere vicdan sahibi bazı ülkeler de Filistin’de yaşananlardan sonra Siyonist İsrail ile diplomatik ilişkilerini kesti.

Bolivya, İsrail ile diplomatik ilişkilerini kesen ilk ülke oldu.

Bolivya’yı, Şili, Kolombiya, Ürdün, Bahreyn, Honduras, Güney Afrika ve Çad takip etti.

Norveç, Portekiz, İzlanda, İrlanda, San Marino, Andorra, Avustralya, Kanada, Finlandiya, Fransa, Lüksemburg, Malta, Yeni Zelanda, Slovenya ve İspanya gibi ülkelerin bazıları Filistin Devletini tanıma kararı aldı veya Eylül’de tanıyacak…

Ez cümle;

Ve yarın, İnşallah tarih Yemen’i yoksul bir ülke olarak değil zalimin karşısında boyun eğmeyen, mazluma kalkan olan, onurun vatanı olarak yazacaktır.

Diğer bölge ülkeleri mi? Doğrusu yarın onlar için nelerdeneceğini yazmama terbiyem izin vermiyor.