Acır, yürüyüşler ve boykotların yöneticilere güçlü bir mesaj olduğunu vurgulayarak, bu noktada yöneticilerin güçlü bir iman ve kararlılıkla hareket etmesi gerektiğini söyledi.
"Acılarını hissetmiyorsak Müslüman değiliz"
Acır, Gazze’de yaşanan insani trajediyi ve uluslararası toplumun yaklaşımını eleştirerek, vicdani bir çağrı yaptı.
"Bugün onlar bombardıman altında feryat figan ederken ben yatağımda rahat uyuyorsam Müslüman değilim. Acılarını hissetmiyorsam, empati kurmuyorsam Müslüman değilim," dedi.
İnsani yardım çalışmaları: Aşevleri, eğitim ve sağlık
Deniz Feneri’nin Gazze’de yürüttüğü yardım faaliyetlerini anlatan Acır, örgütün bölgede çok yönlü çalışmalar yaptığını aktardı.
Buna göre:
• Aşevlerinde günde yaklaşık 21 bin kişiye sıcak yemek veriliyor.
• Eğitim çadırlarında eğitim faaliyetleri, Kur’ân-ı Kerim çadırlarında dini eğitimler sürüyor.
• Vefa Hastanesi için kurulan aşevi, hastanedeki hastaların yemeklerini karşılıyor.
• Arama-kurtarma ekipleri, su ve çadır dağıtımları ve bölgeye ait bir lojistik depo faaliyet gösteriyor.
Acır, gönüllülerin büyük fedakârlıklar yaptığını belirterek, yardım çalışmalarında kayıplar yaşandığını da sözlerine ekledi. "Medya grubumuzdan bir gönüllümüz şehit oldu. Aşevlerimizde 6 gönüllümüzü kaybettik. Su ve temizlik yokluğu bulaşıcı hastalıkların yayılmasına neden oluyor," dedi.
Yardımların ulaştırılmasında lojistik ve fiyat zorlukları
Yardımların ulaştırılmasında ciddi lojistik engeller ve maliyet artışları yaşandığını anlatan Acır, yardımların iki farklı yol ile gönderildiğini söyledi: Refah Sınır Kapısı üzerinden AFAD koordinasyonuyla gönderilen malzemeler ve para havaleleri ile destek sağlanması.
Acır, satın alma süreçlerinde fiyatların yükseldiğine dikkat çekti: "Havale edilen paralarla tüccarlardan sebze, meyve ve gıda temin ediyoruz fakat ürünler üç kata varan fiyatlarla satılıyor.
Zorluklara rağmen Gazze’deki kardeşlerimizin sıcak yemek yiyebilmesi için bu yollara başvurmak zorunda kalıyoruz." İlaç temininde de ciddi sıkıntılar olduğunu ifade etti.
Uluslararası tepki ve Birleşmiş Milletler eleştirisi
Acır, uluslararası toplumun ve Birleşmiş Milletler’in tepkisizliğine tepki gösterdi: "Birleşmiş Milletler’in İnsan Hakları Beyannamesi var; ama Gazze’de yaşananlara karşı gereken müdahale yapılmıyor.
7 Ekim’den bu yana binlerce insan hayatını kaybetti ve bu trajedi karşısında uluslararası mekanizmalar etkisiz kalıyor."
Üç adım: Dua, boykot ve bağış
Murat Acır, vatandaşlara yapabileceklerini üç madde halinde sıraladı:
1. Dua: Gazze için sürekli dua edilmesi.
2. Boykot: Ekonomik yollarla tepki gösterilmesi; tüketim tercihlerinin gözden geçirilmesi.
3. Bağış: Maddi destek sağlayarak insani yardım çalışmalarına katkıda bulunulması.
Acır, kendi içinde bulunduğu yardım kampanyalarına da destek verdiğini belirterek, farklı miktarlarda bağışlar aldıklarını ve bu kaynakların sahada kullanıldığını söyledi.
Son söz: Yöneticilere çağrı
Röportajını yöneticilere yönelik çağrıyla sonlandıran Acır, "Yapılan yürüyüşler, boykotlar devletin başındaki yöneticilere mesajdır.
Ancak yöneticilerin güçlü bir iman ve kararlılıkla adım atması gerekir; aksi halde müdahaleler gerçekleşemez" ifadelerini kullandı.