Bu topraklara gelip de Tillo’nun manevi havasını solumadan dönülmez. Çünkü Tillo, yalnızca bir ilçe değil; İsmail Fakirullah Hazretleri ile talebesi İbrahim Hakkı Hazretleri’nin ilim ve irfanla yoğurduğu bir bellek, bir hikmet ocağıdır.
Siirt yolunda giderken, yol arkadaşlarımızla sohbet arasında bir cümle dilimin ucuna ilişti:
“Tillo’ya uğramadan dönmek eksikliktir.”
Bunu söylerken ne kadar haklı olduğumu oraya vardığımızda bir kez daha anladım.
Tillo…
Taşında hikmet, toprağında huzur, havasında asırlardır süzülen bir dua saklı bu küçük ilçe…
İsmail Fakirullah Hazretleri’nin hikmet dolu nefesiyle, İbrahim Hakkı Hazretleri’nin ilmiyle yoğrulmuş kadim bir mekân.
Külliyenin avlusuna ilk adımımı attığımda, sanki yüzyılların sesi kulağıma dokundu.
Bir yanda 270 yıl önce çizilen dünya haritasının şaşırtıcı zekâsı, diğer yanda güneş hadisesinin ilahi sırları…
Ve tüm bunları bize büyük bir sükûnetle, içtenlikle anlatan isim:
Tillo Belediye Başkanı İdham Aydın.
Bir Traktörle Başlayan Hikâye…
Her ilçenin bir hikâyesi vardır; bazısı gürültülüdür, bazısı sessiz sedasız büyür.
Tillo’nun hikâyesi ise bir adamın kalbinde başlayan bir kıvılcımın ilçeyi aydınlatmasına benziyor.
Aydın’ın anlattıkları aklımda bir fotoğraf gibi duruyor:
Bir traktör…
Beş işçi…
Gecekonduya benzer bir belediye binası…
İçme suyu olmayan, foseptik çukurlarla anılan bir ilçe…
Bir başka insan olsa, “Ne yapabilirim ki?” der, pes ederdi.
Ama o pes etmemiş.
Tillo’nun kaderine razı olmamış.
Her kapıyı çalmış, her masaya oturmuş, her yetkiliye aynı şeyi söylemiş:
“Tillo’ya hizmet almadan geri dönemem.”
Bu, bir yöneticinin cümlesinden ziyade, bir evladın memleketine borç bilip ettiği bir yemin gibiydi.
Hizmetten Çok Bir Yeniden Doğuş
Bugün Tillo’ya baktığımda gördüğüm şey bir yatırım listesi değil;
bir ilçenin yeniden doğuşu…
Modern belediye binası…
Tertemiz suya kavuşmuş haneler…
Toprağın altına gizlenen modern altyapı…
Planlı bir şehir dokusu…
Gökyüzüne meydan okuyan beton yığınları değil, yatay ve huzurlu bir mimari…
Sanki Tillo’nun geçmişi, geleceğine yük olmamış; aksine yol göstermiş.
Aydın’ın yaklaşımında gösteriş yok.
“Bakın, ne yaptım” diyen bir ses yok.
Ama gezdiğinizde her sokakta, her dokunuşta onun emeğinin sessizce fısıldadığını duyabiliyorsunuz.
Gönül Sofrası Büyüktür Tillo’nun
Günde 250 kişiye sıcak yemek verilmesi, misafirhanelerin günün her saatinde açık tutulması…
Bunlar bir belediye faaliyetinden öte;
Tillo’nun yüzyıllardır yaşattığı gönül kültürünün devamı aslında.
Bu topraklar misafirine kapı kapatmayı bilmez.
Paylaşmayı bilir, bereketin paylaştıkça arttığına inanır.
İşte Başkan Aydın da bu kültürün modern bir taşıyıcısı adeta.
Dedelerinin Nefesiyle Yürüyen Bir Başkan
Belki de onun en farklı yanı şu:
Bu topraklarda dedeleri yatıyor.
Bu ilçe, onun için bir görev değil; bir vefa borcu.
Bir ilçeye ancak bu duyguyla hizmet edilir.
Bir şehir ancak böyle ayağa kalkar.
Bir manevi merkez, ancak böyle hem geçmişin ruhunu korur hem de geleceğe yürür.
Tillo’yu görünce insan anlıyor…
Bazı ilçeler haritada noktadır,
bazıları ise gönülde bir iz…
Tillo, o izlerden biri.
Ve o izi bugün daha da belirgin kılan bir başkan var:
Sessiz, gösterişsiz, ama kalpten çalışan İdham Aydın.
Bize düşen ise, bu hikâyenin bir parçası olan bu kadim ilçeyi daha çok anlatmak, daha çok sahiplenmek
Tillo, yalnızca bir yer değil;
bir nefes, bir dua, bir hafıza…
Ve o hafıza, iyi insanların ellerinde yeniden can buluyor.