Milli Eğitim Bakanlığına bağlı halk eğitim merkezlerinde (HEM) usta öğretici olarak kadrosuz görev yapan binlerce eğitimci, kamuda asıl işi yapan taşeron işçilere verilecek kadro düzenlemesinde kendilerine de yer verilmesini istedi. Ülke genelinde 18 bin kadrosuz usta öğreticinin bulunduğunu ifade eden eğitimciler, kamudaki taşeron işçilere dönük atılacak kadro adımında kendilerine de yer verilmesini dile getirdiler.
Usta Öğreticiler asıl işi yapmalarına rağmen kadrolu usta öğreticiler ile aralarında özlük hakları bakımından çok büyük fark olduğunu savundular.
STATÜMÜZ YOK
usta öğreticiler, Türkiye’nin her ili, ilçesi hatta köyünde görev yapan kadrosuz usta öğretici olduklarını belirterek "Biz MEB’e bağlı çalışıyoruz ancak MEB bizi memur olarak görmüyor, Çalışma Bakanlığı da işçi olarak görmüyor. Mevsimlik işçi statüsünde eğitimcileriz, arada kaldık.
Kadrolu eğitimciler gibi biz de asıl işi yapan buna karşılık kadrosuz istihdam edilen eğitimcileriz. Çalışmalarımız sonucu şampiyon yetiştiriyoruz büyük başarılara imza atıyoruz. Bizlerin de kamuda asıl işi yapan taşeron işçiler için yapılacak yasal düzenlemeye dahil edilmesini istiyoruz" ifadesini kullandılar.
Tecrübeler ve Başarılı Çalışmalar Göz Ardı Edilmemeli
Basın açıklaması yapan usta öğreticiler, kendilerini; her zaman, her yerde, herkes için eğitim veren bir kurumun kadrosuz usta öğreticileri olarak tanıttılar.
Basın açıklamasında şu ifadeleri kullandılar; “Bizleri, Milli Eğitim Bakanlığı, memur veya sözleşmeli olarak kabul etmezken, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı da işçi olarak saymamaktadır. Halbuki bizler, Türkiye’nin en büyük sıkıntılarından biri olan kalifiye eleman ihtiyacını büyük ölçüde karşılamaktayız.
Usta öğreticilerin ücretleri; ek ders saat ücreti olarak hesaplanmaktadır. Halbuki kadrosuz usta öğreticiler teknik eleman vasfındadır. 2008 yılında geçmiş dönemlerdeki yanlışlıklar düzeltilmiş fakat mağduriyetimiz tamamen giderilmemiştir. 8 ay çalışıyor, 4 ay işsiz kalıyoruz.
Bizlerin tecrübeleri, başarılı çalışmaları göz ardı edilmemelidir. Aynı işi yapan kadrolu usta öğreticiler, 657 sayılı kanunun tanıdığı tüm haklardan yararlanırken bizler hiçbir hakka sahip değiliz. Onlar kadar eski ve onlar kadar gerekliyiz. Aynı kadro hakkının Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı Halk Eğitimi Merkezlerinde çalışan kadrosuz usta öğreticilere verilmemesi anayasanın eşitlik ilkesine aykırı bir durum teşkil etmektedir.
Hayat Boyu Öğrenme Projesi’nin baş mimarları, ustalarıyız. Emek verdik. Özellikle ailenin temel taşları olan kadınları eğitiyor ve istihdamlarını sağlıyoruz. Bizler, Milli Eğitim Bakanlığı’nın görünen ama gösterilmeyen gönül elçileriyiz. Halk Eğitimini ayakta tutan usta öğreticilerdir. Hükümetimize güveniyoruz. Başta Başbakan’ımız olmak üzere devlet büyüklerimizden bizlere kadro verilmesini talep ediyoruz.”
Usta Öğreticiler asıl işi yapmalarına rağmen kadrolu usta öğreticiler ile aralarında özlük hakları bakımından çok büyük fark olduğunu savundular.
STATÜMÜZ YOK
usta öğreticiler, Türkiye’nin her ili, ilçesi hatta köyünde görev yapan kadrosuz usta öğretici olduklarını belirterek "Biz MEB’e bağlı çalışıyoruz ancak MEB bizi memur olarak görmüyor, Çalışma Bakanlığı da işçi olarak görmüyor. Mevsimlik işçi statüsünde eğitimcileriz, arada kaldık.
Kadrolu eğitimciler gibi biz de asıl işi yapan buna karşılık kadrosuz istihdam edilen eğitimcileriz. Çalışmalarımız sonucu şampiyon yetiştiriyoruz büyük başarılara imza atıyoruz. Bizlerin de kamuda asıl işi yapan taşeron işçiler için yapılacak yasal düzenlemeye dahil edilmesini istiyoruz" ifadesini kullandılar.
Tecrübeler ve Başarılı Çalışmalar Göz Ardı Edilmemeli
Basın açıklaması yapan usta öğreticiler, kendilerini; her zaman, her yerde, herkes için eğitim veren bir kurumun kadrosuz usta öğreticileri olarak tanıttılar.
Basın açıklamasında şu ifadeleri kullandılar; “Bizleri, Milli Eğitim Bakanlığı, memur veya sözleşmeli olarak kabul etmezken, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı da işçi olarak saymamaktadır. Halbuki bizler, Türkiye’nin en büyük sıkıntılarından biri olan kalifiye eleman ihtiyacını büyük ölçüde karşılamaktayız.
Usta öğreticilerin ücretleri; ek ders saat ücreti olarak hesaplanmaktadır. Halbuki kadrosuz usta öğreticiler teknik eleman vasfındadır. 2008 yılında geçmiş dönemlerdeki yanlışlıklar düzeltilmiş fakat mağduriyetimiz tamamen giderilmemiştir. 8 ay çalışıyor, 4 ay işsiz kalıyoruz.
Bizlerin tecrübeleri, başarılı çalışmaları göz ardı edilmemelidir. Aynı işi yapan kadrolu usta öğreticiler, 657 sayılı kanunun tanıdığı tüm haklardan yararlanırken bizler hiçbir hakka sahip değiliz. Onlar kadar eski ve onlar kadar gerekliyiz. Aynı kadro hakkının Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı Halk Eğitimi Merkezlerinde çalışan kadrosuz usta öğreticilere verilmemesi anayasanın eşitlik ilkesine aykırı bir durum teşkil etmektedir.
Hayat Boyu Öğrenme Projesi’nin baş mimarları, ustalarıyız. Emek verdik. Özellikle ailenin temel taşları olan kadınları eğitiyor ve istihdamlarını sağlıyoruz. Bizler, Milli Eğitim Bakanlığı’nın görünen ama gösterilmeyen gönül elçileriyiz. Halk Eğitimini ayakta tutan usta öğreticilerdir. Hükümetimize güveniyoruz. Başta Başbakan’ımız olmak üzere devlet büyüklerimizden bizlere kadro verilmesini talep ediyoruz.”
