Fotokopiciler adeta bayram etti. Makineler, sanki memleketin kaderi kâğıda çoğaltılacakmış gibi durmaksızın çalıştı. Kırtasiyelerde kâğıt rafları bir bir boşaldı; tonerler, vatan görevi yaparcasına son nefesini verdi.
Evlerin kuytu köşelerinde, dolap diplerinde yıllardır “bir gün lazım olur” diye bekletilen takım elbiseler apar topar kuru temizlemeye gönderildi.
Kravatlar sandıklardan çıkarıldı; hatıralar yâd edildi. En özel günlere saklanan parfümler, bugün için feda edildi.
Sakallar ve bıyıklar hizaya sokuldu; sinek kaydı tıraşlar losyonla taçlandırıldı. Yüzler, bir anda “resmî” bir ifadeye büründü.
(Kılık kıyafet serbestliğini ölçüsüzlük, özensizlik ve adeta bir “sınırsızlık” olarak yorumlayan; kurum kültürünü ve taşıdıkları temsil sorumluluğunu göz ardı ederek hareket eden anlayışa üzülüyorum.)
Sabah işe geç kalmama telaşıyla alarm saatleri kuruldu. Uykulu gözler yerini velfecri okuyan gözlere bıraktı. Öğrenciler kılık kıyafet konusunda uyarıldı.
Koridorlar oda spreyi, tuvaletler çamaşır suyu koktu. Herkes gülümsüyordu; bu arada, dişlerin de uzun bir aradan sonra fırçalandığı fark edildi.
Kurumlar arası sıkı bir telefon trafiği başladı. Odalarda fısıltılar arttı; sorgulamalar uzadıkça uzadı. Teftiş tamamlandığında ise binayı, tarif edilmesi güç bir ferahlık duygusu sardı.
Oysa denetimin asıl marifeti, böyle geçici bir rahatlama değil; işleri müfettiş gelmeden de yolunda tutabilmesinde gizliydi.
Müfettiş gelince herkesin işi gücü bir anda yoluna girdi. Dün kimsenin dönüp bakmadığı dosyalar, belgeler kutsal metin muamelesi gördü; eksikler, kâğıt üzerinde mucizevi biçimde tamamlandı. “Normal gün” düzeni askıya alındı; yerine geçici bir disiplin, ödünç alınmış bir ciddiyet kuruldu.
Eskiden Cumhurbaşkanı, bakanlar geldiğinde bürokraside yaşanan o meşhur telaş neyse, müfettiş geldiğinde yaşanan da ondan pek farklı değildi. Maalesef memleketin her bir vilayetinde düzen, çoğu zaman olması gerektiği gibi değil; gelenin gidiş tarihine göre kuruluyor.
Müfettiş gidince de…
Son söz: İşin olumlu tarafına bakacak olursak, tüm bu tabloya rağmen müfettiş geldiğinde hâlâ çekinip toparlanan, kendini gözden geçirme ihtiyacı hisseden, mevzuatın gereğini yapmaya çalışan kurumlarımızın kalmış olması umut vericidir.